26 Haziran 2013 Çarşamba

ATATÜRK'ün HAYATI / ATATÜRK'ün LİFE

ATATÜRK'ün HAYATI
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi XIV-XV. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesinin kızıdır. Milis subaylığı, evkaf katipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi. Atatürk'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule (Atadan) 1956 yılına değin yaşadı.
Küçük Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti. Bu sırada babasını kaybetti (1888). Bir süre Rapla Çiftliği'nde dayısının yanında kaldıktan sonra Selânik'e dönüp okulunu bitirdi. Selânik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu. Kısa bir süre sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye'ye girdi. Bu okulda Matematik öğretmeni Mustafa Bey adına "Kemal" i ilave etti. 1896-1899 yıllarında Manastır Askeri İdâdi'sini bitirip, İstanbul'da Harp Okulunda öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu., Harp Akademisi'ne devam etti. 11 Ocak 1905'te yüzbaşı rütbesiyle Akademi'yi tamamladı. 1905-1907 yılları arasında Şam'da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. Manastır'a III. Ordu'ya atandı. 19 Nisan 1909'da İstanbul'a giren Hareket Ordusu'nda Kurmay Başkanı olarak görev aldı. 1910 yılında Fransa'ya gönderildi. Picardie Manevraları'na katıldı. 1911 yılında İstanbul'da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı.
1911 yılında İtalyanların Trablusgarp'a hücumu ile başlayan savaşta, Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı. 22 Aralık 1911'de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşını kazandı. 6 Mart 1912'de Derne Komutanlığına getirildi.
Ekim 1912'de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı. Dimetoka ve Edirne'nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü. 1913 yılında Sofya Ateşemiliterliğine atandı. Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sırada I. Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdağ'da görevlendirildi.
1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı'nda, Mustafa Kemal Çanakkale'de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf Devletlerine "Çanakkale geçilmez! " dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazını geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı'nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi. İngilizler 6-7 Ağustos 1915'te Arıburnu'nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal 9-10 Ağustos'ta Anafartalar Zaferini kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe, 21 Ağustos'ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaşlarında yaklaşık 253.000 şehit veren Türk ulusu onurunu İtilaf Devletlerine karşı korumasını bilmiştir. Mustafa Kemal'in askerlerine "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin kaderini değiştirmiştir.
Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları'dan sonra 1916'da Edirne ve Diyarbakır'da görev aldı. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliğe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağladı. Şam ve Halep'teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917'de İstanbul'a geldi. Velihat Vahidettin Efendi'yle Almanya'ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyehatten sonra hastalandı. Viyana ve Karisbad'a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918'de Halep'e 7. Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi. Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelip Harbiye Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı.
Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilaf Devletleri'nin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. 22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı genelgeyle "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını " ilan edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı. 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı. 27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılandı. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu. Meclis ve Hükümet Başkanlığına Mustafa Kemal seçildi Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı.
Türk Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'I işgali sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşan I. Dünya Savaşı'nın galip devletlerine karşı önce Kuvâ-yi Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı.


Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluş Savaşının önemli aşamaları şunlardır:

Sarıkamış (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün (7 Kasım 1920) kurtarılışı.
Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraş Şanlı Urfa savunmaları (1919- 1921)
I. İnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)
II. İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)
Sakarya Zaferi (23 Ağustos-13 Eylül 1921)
Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül 1922)

Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi. Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı. Böylece Sevr Antlaşması'yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.
23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenmiştir. Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yönetmesi, yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 Kasım 1922'de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. Böylece Osmanlı İmparatorluğu'yla yönetim bağları koparıldı. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet idaresi kabul edildi, Atatürk oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. 30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet'in ilk hükümeti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ve "Yurtta barış cihanda

barış" temelleri üzerinde yükselmeye başladı.

Atatürk Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptı. Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz:
1. Siyasal Devrimler:
· Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
· Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
· Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)

2. Toplumsal Devrimler
· Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934)
· Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
· Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
· Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934)
· Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)
· Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü (1925-1931)

3. Hukuk Devrimi :
· Mecellenin kaldırılması (1924-1937)
· Türk Medeni Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937)

4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler:
· Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)
· Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)
· Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932)
· Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)
· Güzel sanatlarda yenilikler

5. Ekonomi Alanında Devrimler:
· Aşârın kaldırılması
· Çiftçinin özendirilmesi
· Örnek çiftliklerin kurulması
· Sanayiyi Teşvik Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması
· I. ve II. Kalkınma Planları'nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması
Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934'de TBMM'nce Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadı verildi.
Atatürk, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, Devlet-Hükümet Başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM Atatürk'ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti.
Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı.
15-20 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de 10. Yıl Nutku'nu okudu.
Atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923'de Latife Hanımla evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven Atatürk Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı. Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı.
1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı. Fransızca ve Almanca biliyordu.


ATATÜRK'ÜN SON YILLARI VE ÖLÜMÜ


Atatürk'ün ilk hastalık belirtisi 1937 yılında ortaya çıktı. 1938 yılı başlarında Yalova'da bulunduğu sırada, ciddî olarak hastalandı. Buradaki tedavi olumlu sonuç verdi. Fakat tamamen iyileşmeden Ankara'ya yaptığı yorucu yolculuk, hastalığının artmasına sebep oldu. Bu tarihlerde Hatay sorununun gündemde olması da onu yormaktaydı. Hasta olmasına rağmen, Mersin ve Adana'ya geziye çıktı. Kızgın güneş altında askerî birliklerimizi teftiş edip tatbikat yaptıran Atatürk, çok yorgun düştü. Ülkü edindiğimillî dava uğruna kendi sağlığını hiçe saydı. Güney seyahati hastalığının artmasına sebep oldu. 26 Mayıs'ta Ankara'ya döndükten sonra tedavi ve istirahat için İstanbul'a gitti. Doktorlar tarafından, siroz hastalığı teşhisi kondu.


Deniz havası iyi geldiği için, Savarona Yatı'nda bir süre dinlendi. Bu durumda bile ülke sorunlarıyla ilgilenmeye devam etti. İstanbul'a gelen Romanya kralı ile görüştü. Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. 4 Temmuz 1938'de Hatay Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi Atatürk'ü çok sevindirip moralini düzeltti. Temmuz sonlarına kadar Savarona'da kalan Atatürk'ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı'na nakledildi. Fakat hastalığı durmadan ilerliyordu. O'nun hastalığını duyan Türk halkı, sağlığıyla ilgili haberleri heyecanla takip ediyor, bütün kalbiyle iyileşmesini diliyordu. Hastalığının ciddiyetini kavrayarak 5 Eylül 1938'de vasiyetini yazıp servetinin büyük bir kısmını Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarına bağışladı. Ekim ayı ortalarında durumu düzelir gibi oldu. Fakat, çok arzuladığı hâlde, Ankara'ya gelip cumhuriyetin on beşinci yıl dönümü törenlerine katılamadı.


29 Ekim 1938'de kahraman Türk Ordusu'na yolladığı mesaj, Başbakan Celâl Bayar tarafından okundu. "Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferlerle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu!" sözü ile Türk Ordusu'nun önemini belirtmiştir. Yine aynı mesajda "Türk vatanının ve Türk'lük camiasının şan ve şerefini, dahilî ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni, her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır" diyerek Türk Ordusu'na olan güvenini belirtmiştir.


Atatürk 1 Kasım 1938'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış töreninde de bulunamadı. Hazırladığı açılış nutkunu Başbakan Celâl Bayar okudu. Atatürk bu nutkunda ülkenin imarı, sağlık hizmetleri ve ekonomi konularındaki faaliyetleri açıkladı. Bundan başka eğitim ve kültür konularına da temas edip gençliğin millî şuurlu ve modern kültürlü olarak yetişmesi için İstanbul Üniversitesi'nin geliştirilmesi, Ankara Üniversitesi'nin tamamlanması ve Van Gölü civarında bir üniversitenin kurulması için çalışmaların yapıldığını belirtti. Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarının çalışmalarından duyduğu memnuniyeti açıkladı. Ayrıca Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Beden Terbiyesi Kanunu'nun uygulamaya konulmasından duyduğu memnuniyeti belirtti. Atatürk, ölümüne kadar memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı.


Atatürk'ün hastalığı tekrar şiddetlendi. 8 Kasımda sağlığıyla ilgili raporlar yayımlanmaya başlandı. Bütün memleketi tekrar derin bir üzüntü kapladı. Her Türk'ün kalbi onun kurtulması dileğiyle çarpıyordu. Ancak, kurtarılması için gösterilen çabalar sonuç vermedi ve korkulan oldu. Dolmabahçe Sarayı'nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe, insan için değişmez kanun, hükmünü uyguladı. Mustafa Kemal Atatürk aramızdan ayrıldı. Bu kara haberle, yalnız Türk milleti değil, bütün dünya yasa büründü. Büyük, küçük bütün devletler onun cenaze töreninde bulunmak üzere temsilciler göndererek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna karşı duydukları derin saygıyı belirten mesajlar gönderdiler. 16 Kasım günü Atatürk'ün tabutu, Dolmabahçe Sarayı'nın büyük tören salonunda katafalka konuldu.

Üç gün üç gece, gözü yaşlı bir insan seli ulu önderine karşı duyduğu saygı, minnet ve bağlılığını ifade etti. Cenaze namazı 19 Kasım günü Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırıldı. On iki generalin omzunda sarayın dış kapısına çıkarılan tabut, top arabasına konularak, İstanbul halkının gözyaşları arasında Gülhane Parkı'na götürüldü. Buradan bir torpido ile Yavuz zırhlısına nakledildi. Büyük Ada açıklarına kadar, donanmamız ve törene katılmak için gelmiş olan yabancı gemilerin eşlik ettiği Yavuz zırhlısı cenazeyiİzmit'e getirdi. Burada Yavuz zırhlısından alınan cenaze, özel bir trene kondu. Atalarına son saygı görevlerini yapmak üzere toplanan halkın kalbinde derin bir üzüntü bırakarak Ankara'ya getirilmek üzere hareket edildi.


Atatürk'ün vefatı üzerine cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, bakanlar, Genelkurmay Başkanı, milletvekilleri ile ordu ve devlet ileri gelenleri tarafından karşılanan cenaze, Türkiye Büyük Mîllet Meclisi önünde hazırlanan katafalka kondu. Ankara halkı da onun cenazesi önünden saygıyla geçerek son görevini yaptı. 21 Kasım 1938 Pazartesi günü, sivil ve askerî yöneticiler ile yabancı devlet temsilcilerinin hazır bulunduğu ve on binlerce insanın katıldığı büyük bir tören yapıldı. Daha sonra Atatürk'ün tabutu katafalkta alınarak. Etnografya Müzesinde hazırlanan geçici kabre kondu. Türk milleti daha sonra, bu büyük insana lâyık, Ankara Rasattepe'de bir Anıtkabir yaptırdı. 10 Kasım 1953'te Etnografya Müzesinden alınan Atatürk'ün naaşı Anıtkabir'e getirildi. Burada yurdun her ilinden getirilmiş olan vatan topraklan ile hazırlanan ebedî istirahatgâhına yerleştirildi.


-------------------------------------



Kocakasim District Salonika in 1881, Mustafa Kemal Atatürk, was born IslahHane Street, a three-storey pink house. His father, Ali Riza Efendi and his mother's name was Zübeyde. His paternal grand father Hafiz Efendi, XIV-XV. Yoruk of Macedonia settled in Konya and Aydin centuries. His mother is the daughter of an Old Turkish family settled in the town of Langasa near Salonika. Militia officer, title deed clerk and lumber trader Ali Riza Efendi, in 1871, married Lady Zübeyde. Four of Atatürk's five siblings died at an early age, only Makbule (Atadan) lived until 1956.Hafiz Mehmet Efendi's neighborhood school age, little Mustafa started to study at the school, was his father's choice Shams Efendi School. Meanwhile, lost his father (1888). Rap for a while after their stay at his uncle's farm next to finish school, returned to Salonika. Registered Civil Rüştiyesi Salonika. A short time later entered the Military Middle School in 1893. The name of this school, his math teacher Mustafa Bey, "Kemal" he added. Finished Monastir Military Senior High School in 1896-1899, commenced Military College in Istanbul. He graduated in 1902 with the rank of lieutenant., Military Academy continued. Graduated on 11 January 1905 with the rank of captain. 5 in Damascus between 1905-1907 Army served. 1907 Kolağası (Senior Captain) respectively. Monastery III. Was assigned to the Army. 19 April 1909 which served as Chief of Staff of the Army. Sent to France in 1910. Attended the Picardie manuevers. In 1911 he started to work at the General Staff Office in İstanbul.In 1911, the war that began with the Italian attack on Tripoli, Mustafa Kemal, a group of friends took part in Tobruk and Derna. Won the Battle of Tobruk on 22 December 1911 against the Italians. 6 March 1912 was appointed Commander of the Association.Balkan War started in October 1912, Mustafa Kemal joined the battle with units from Gallipoli. Dimetoka and recapture of Edirne was a great service. Was assigned to Sofia in 1913. While on duty in 1914 rose to this. The military attache ended in January 1915. Meanwhile I. World War II began, the Ottoman Empire was forced to go to war. Mustafa Kemal, 19 Commissioned to establish a Division of Tekirdağ.I started in 1914, World War II, the Allied forces, Mustafa Kemal wrote an heroic epic Gallipoli "Çanakkale is impassable!" Dedirtti. Cross the Straits of March 18, 1915 the British and French navy decided to land troops suffered heavy losses when the Gallipoli Peninsula. 25 April 1915, the enemy forces, commanded by Mustafa Kemal, 19 Divisional Conkbayir stopped. Mustafa Kemal was promoted to full colonel after this great success. 6-7 August 1915, was to attack the British. Anzac Anzac Group Commander Mustafa Kemal won the victories of August 9-10. This victory Kireçtepe on August 17, August 21 II. Was followed by victories. Battle, the honor of the Turkish nation who lost about 253.000 defended against Entente States. Mustafa Kemal's soldiers, "I order you to attack, order you to die!" changed the fate of the battles.Mustafa Kemal served in Edirne and Diyarbakır after the Çanakkale wars in 1916. Rose to 1 April 1916. Russian forces fighting in the Muş and Bitlis to be undone. After short duties in Damascus and Aleppo came to Istanbul in 1917. Velihat Vahdeddin fronts visited Lord went to Germany. Sick after this trip. Treatment in Vienna and Carlsbad. Aleppo on 15 August 1918 7 Returned to the Army Commander. Made a successful defense against the British forces on this front. One day after the signing of the Armistice Armistice, 31 October 1918, Yıldırım Armies. This abolition of the army to the Ministry of War in Istanbul on 13 November 1918 (the Ministry) began his career.After the armistice the Allied forces started to take over the Ottoman armies, Mustafa Kemal 9 Inspector General of the Army arrived in Samsun on 19 May 1919. June 22, 1919 issued the Amasya Circular "the nation's determination and decision will restore the nation's independence" and Sivas Congress has called a meeting. July 23 to August 7 1919, Erzurum, 4 -, 11 September 1919, of the Sivas Congress defining the path to be followed for collecting the liberation of the country. Met with great enthusiasm in Ankara on 27 December 1919. 23 April 1920, the opening of the Parliament of Turkey was an important step towards the establishment of the Republic of Turkey. Mustafa Kemal was elected President of the Assembly and the Government of the Grand National Assembly of Turkey, the laws necessary for the successful conclusion of the War of Independence began to accept applications.May 15, 1919 the Turkish War of Independence started with the first bullet shot at enemy during the Greek occupation of Izmir. Treaty of Sevres signed on 10 August 1920 between the Ottoman Empire sharing I. Kuva-yi against the victors of World War II, before the militia forces were fighting. Turkey Grand National Assembly established the regular army, Kuva-yi Milli - by integrating the army war resulted in victory.

Significant stages of the Turkish War of Independence led by Mustafa Kemal:
Sarikamish (20 September 1920), Kars (30 October 1920) and (7 November 1920).Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maras Sanli Urfa defenses (1919 - 1921)I. Victory (6 to 10 January 1921)II. Victory (March 23-April 1, 1921)Battle of Sakarya (23 August-13 September 1921)The Great Raid, the Chief Commander and the Great Victory (26 August-9 September 1922)
After the Sakarya Victory Turkey Grand National Assembly on 19 September 1921 and the title of Gazi Mustafa Kemal gave the rank of Field Marshal. Independence War ended with the Treaty of Lausanne was signed on 24 July 1923. Thus, the Treaty of Sevres were shattered on the territory of the Turks, Turkey is a country the size of 5-6 provinces based on national unity was no obstacle to the establishment of the new Turkish state.The first clue to the opening of the Parliament of the Republic of Turkey on 23 April 1920. Successful management of the Assembly of the Turkish War of Independence, the establishment of the new Turkish state has stepped up. 1 November 1922, separated from the caliphate and sultanate abolished. Longer any administrative ties with the Ottoman Empire. October 29, 1923 the Republic was formally proclaimed and Atatürk was unanimously elected the first president. On 30 October 1923 the first government of the Republic was formed by İsmet İnönü. The Republic of Turkey, "Sovereignty unconditionally belongs to the nation" and "Peace in the universe
"peace on the foundations began to rise.
Ataturk's Turkey, "to the level of contemporary civilization," a series of reforms in order. This revolution can be grouped under five headings:1 Political Reforms· Abolition of the Sultanate (1 November 1922)Proclamation of the Republic (29 October 1923)Abolishment of Caliphate (3 March 1924)
2 Social ReformsGiven equal rights to men and women (1926-1934)· Hats and clothing revolution (25 November 1925)Closure of dervish lodges and shrines (30 November 1925)The surname law (21 June 1934)Moniker, and the elimination of names (26 November 1934)· International calendar, time and length of measures adopted (1925-1931)
3 Law Reform:Abolishment of the Canon (1924-1937)· The Turkish Civil Code and other laws of the secular legal system of (1924-1937)
4 Educational and Cultural ReformsIntegration of education (3 March 1924)· The new Turkish alphabet (1 November 1928)· The establishment of the Turkish Language and History Institutions (1931-1932)· Regulation of university education (31 May 1933)Innovations in fine arts
5 Reforms in the Field of Economics:Asar be removedEncouragement of farmers· Establishment of model farms· The establishment of industrial enterprises Industry Promotion Act by removing· I. and II. Development Plans (1933-1937) Father of construction of new highwaysSurname accordance with the Law, 24 November 1934, Mustafa Kemal "Ataturk" was given the surname.On 24 April 1920 and 13 August 1923 was elected President of the Parliament. The presidential office, at the level of Head of State and the Government. On 29 October 1923, and elected the first president of the Republic was proclaimed. According to the Constitution Presidential elections held every four years. 1927.1931, 1935 Turkish Grand Assembly again elected to the presidency.Atatürk took frequent trips in the country inspected the work. He gave orders on the concerned areas of disruption. As President visiting foreign presidents, prime ministers, ministers and commanders.15-20 October 1927 in his Great Speech on the War of Independence and the founding of the Republic, 29 October 1933 10 Year Speech.Atatürk was very modest in his private life. He married on 29 January 1923. Together they had many trips around the country. This marriage lasted until 5 August 1925. Children who loves Ataturk Disaster (believe), Sabiha (Gökçen), the idea of ​​Ülkü Nebile, Rukiye, Zehra Mustafa's daughter and adopted a young shepherd. Took the children under his protection, Abdurrahim and Ihsan. A good future for these children who survived.Farms to the Treasury in 1937, donated some land in the municipalities of Ankara and Bursa. His sister, his adopted children and the Turkish Language and Historical Societies has allocated share. Reading books, listening to music, dancing, horse riding and swimming was very fond. Zeybek dances, wrestling and the Rumelia folk songs was extremely interested. He had great pleasure playing backgammon and billiards. Horse Sakarya and his dog Fox valued. A rich library. Government and scientists to dinners, to invite the problems of the country were discussed. Be sure to dress clean and tidy. He loved nature. Frequent the Atatürk Forest Farm and join in the work. French and German.

ATATURK LAST YEARS AND DEATH

Atatürk, the first symptoms of the disease appeared in 1937. In early 1938 Yalova, as seriously ill. The treatment gave positive results. But having fully recovered from the tiring journey to Ankara, the increase caused disease. This is also on the agenda at the Hatay issue was not him. Although the patient, the tour came to Mersin and Adana. Exercises and inspections of military units under the hot sun, Atatürk was very tired. Detriment of their health for the sake of the ideal case. Disease was caused by an increase in travel to the South. After returning to Ankara on May 26 went to Istanbul for treatment and rest. By doctors, was diagnosed with cirrhosis of the liver disease.

The sea for good weather, Savarona yacht rest for a while. Even in this case the problems the country continued. Romania came to Istanbul with the king. Chaired the Council of Ministers meeting. 4 July 1938, the entry into force of the Treaty very glad to improve morale. Atatürk's disease remaining until the end of July Savarona'da transfer of Dolmabahce Palace. But the disease was moving steadily. Turkish people who had heard of him, eagerly followed news about health, healing wished with all his heart. Grasp the seriousness of the disease 5 September 1938 a large part of the wealth donated to institutions of Turkish History and Turkish Language. In mid-October it was like to fix the situation. However, it is very desirable in the case, came to Ankara to attend the ceremony on the fifth anniversary of the republic.

October 29, 1938 sent a message to the Turkish army hero, read by Prime Minister Celal Bayar. "Victory and the past history of mankind, starting with the hero of the Turkish army, which is always with the victory of the light of civilization!" noted the importance of the Turkish Army. Again, the same message "the glory and the honor of the Turkish citizens and community, which consists of protecting against the dangers of all kinds of internal and external to your duty, and I was ready at any moment ready to perform a complete faith and trust we have and our great nation," he Turkish Army stated that their confidence.

Atatürk 1 November 1938 found in the opening ceremony of the Parliament of Turkey. Speech prepared by the Prime Minister Celal Bayar attended the opening. Atatürk nutkunda reconstruction of the country, health services and economic activities has issues. Furthermore, the contact with the national youth educational and cultural issues, and the development of modern cultural growth for the University of Istanbul, Ankara University to complete studies for the establishment of a university in and around Lake Van has been done. Announced his satisfaction with the work of the Turkish History and Turkish Language institutions. Moreover, the Turkish youth culture in sports, as well as to reach the ideal stated his satisfaction with the implementation of the Law on Physical Education. Atatürk was far away for a moment the question of land until his death.

Disease has intensified again. Reports published on November 8 health. Again a deep sadness to the whole country. Hope to get rid of him stood the heart of every Turk. However, it was feared rescue efforts were fruitless. Five past nine o'clock on the morning of November 10, 1938 at Dolmabahçe Palace, people change the law, the provisions are applied. Mustafa Kemal Atatürk passed. This land, not only the Turkish nation, the world laws. Big and small, all the states sent representatives to the funeral, sent messages indicating their deep respect against the founder of the Republic of Turkey. Coffin on November 16, the Dolmabahce Palace, the large ceremonial hall was catafalque.
Three days and three nights, a flood of people weeping for that which is the great protagonist of respect, gratitude and loyalty, he said. Prof. funeral prayers on November 19. Yaltkaya was made by Şerafettin. Outside the gates of the palace, the two generals issued a coffin on his shoulder, the ball into the car, was taken to the tears of the Gülhane Park. Here transferred to the armored by a torpedo. Up the island, and the navy who had come to attend the ceremony, accompanied by foreign vessels brought Yavuz armored. Here armored taken from the funeral was a special train. Collected in order to perform the duties of their last respects to the people left a deep sorrow in the heart of the act were brought to Ankara.

Elected president on the death of Atatürk, İsmet İnönü, President of the Grand National Assembly of Turkey, ministers, chief of staff, MPs and dignitaries met by the army and the state funeral catafalque was prepared in front of the Grand National Assembly of Turkey. Through respect for the people of Ankara was the last mission in front of his funeral. Monday, 21 November 1938, with civilian and military rulers in the presence of representatives of foreign states and tens of thousands of people attended a ceremony was held. Atatürk's coffin from the catafalque later. Temporary grave was prepared by the Museum of Ethnography. Then the Turkish nation, worthy of this great man, built a mausoleum in Ankara Rasattepe'de. The body was brought to the mausoleum of Ataturk Ethnography Museum from 10 November 1953. Prepared with the native soil that had been brought here from every province of the country was placed on eternal.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder